YOL YÜRÜYEMEMEK VE AYAKTA DURAMAMAK KADER Mİ?

Genellikle 60 yaşından sonra kemik yapıdaki yıpranmaya, kemik erimesine ve ailesel yatkınlığa bağlı olarak ayakta 1-2 dakika durmakla ve 50 metre yol yürümekle kalçadan başlayıp bacağa, ayağa kadar ilerleyen, oturmakla veya belini öne doğru eğmekle kısmen azalan ağrılar olmaktadır. Bu klinik tabloya belde dar kanal veya halk arasında kireçlenme denilmektedir.

Belde dar kanalı olanlarda son 3-4 yıl içerisinde her yıl bir önceki yılı aratacak kadar ağrıda artma ve yol yürüme mesafesi ile ayakta durma süresinde kısalma olmaktadır. Bir önceki yıl 100 metre mesafeyi ve 3-4 dakikalık ayakta durma süresini oturmadan ve öne eğilmeden tamamlamaya çalışan kişi bir yıl sonra 1-2 dakika ayakta duramaz ve 50 metre yol yürüyemez. Hasta bu klinik tabloyu dakika veya metre olarak verebildiği gibi lavaboda elimi yıkayacak kadar ayakta duramıyorum ve ağrıdan dolayı oturma ihtiyacı hissediyorum veya tıraş olacak kadar ayakta duramıyorum ve oturmak zorunda kalıyorum şeklinde yakınır. Bayanlar ise mutfak tezgâhının başında ayakta duramıyorum ve dirseğimden destek alarak mutfak tezgâhına iki büklüm yaslanıp işlerimi ancak tamamlıyorum veya oturuyorum şeklinde yakınırlar.

Son 3-4 yıl içerisinde öne doğru belini bükerek yürüyen birini gördüğümüzde belde dar kanalı hatırlamalıyız. Bu yakınmalar belde kayması olanlarda da görülür fakat farklı olarak belde kayması olanlarda oturup kalkarken ve öne eğilip doğrulurken de ağrılar olmaktadır. Ayağa kalkıp ayaklarının üzerine bastıklarında ağrı olanlarda ağrı sadece kalçaya lokalize ve bacağa yayılmıyor ise o zaman da kalçaya ait problemi düşünmek gerekiyor. Belde dar kanalda ağrı oturmakla ve öne doğru eğilmekle azalırken bel fıtığında farklı olarak ağrı öne doğru eğilmekle ve oturmakla azalmaz ve her zaman devam etmektedir.

1-2 dakika ayakta duramayan ve 50 metre yol yürüyemeyen bir kişinin kendi ihtiyaçlarını karşılamasını beklemek gerçekle yüzleşmekten kaçmaktır, çünkü bu şekilde klinik tablosu olan bir kişinin birkaç yıl içerisinde 5 metre yol yürüyemeyeceğini yani bir nevi yatalak kalacağını bilmek ve kabullenmek gerekir. Kabullenmek tedavinin yarısıdır. Bu hastalar ilk başlangıç dönemlerinde fizik tedaviden kısmen fayda görürken son dönemlerinde fayda görmemekteler ve bu dönem içerisinde ısrarla fizik tedaviye devam edenlerde gecikme olmakta ve yol yürüyemez, ayakta duramaz noktasına varmaktalar. Bu aşamada cerrahi uygulananlarda da kısmen yanıt alınmaktadır. Cerrahiden ciddi anlamda yarar görmek isteyenler son nokta olan 1-2 dakika ayakta durmakla ve 50 metre yol yürümekle ortaya çıkan klinik tabloda cerrahi olmak zorundalar.

Bu ameliyatlardan cerrahi gerekenlere, uygun hastaya doğru zamanda doğru cerrahi yaklaşım ile kaliteli ve kendi ayaklarının üzerinde durarak, kendi ihtiyaçlarını karşılayarak yaşaması sağlanmaktadır. Hastaların içerisinde ‘’yaş yetmiş iş bitmiş’ ’denilen 65-80 yaşları arasında, koroner by pass ameliyatı olmuş, şeker hastası olan hastalardan oldukça fazla olup cerrahi öncesi kalp, anestezi ve dahiliye uzmanları ile ilgili branşlarda hekimlerle birlikte değerlendirilerek uygun olanlar, gerekli tedbirler alındıktan sonra ameliyata alınmakta ve kendilerine, çevresindekilere eskiden olduğu gibi ayakta rahat bekleyerek ve rahat yol yürüyerek ‘’YAŞ YETMİŞ FAKAT İŞ BİTMEMİŞ’’ olduklarını göstermeliyiz.